Basın Açıklamaları
MAARİFİN MÜFETTİŞ YARDIMCISI
- Dr.Hasan Hüseyin SELVİ
MAARİFİN MÜFETTİŞ YARDIMCISI
Geçen hafta tanımadığım bir öğretmenimiz telefonla bana ulaştı. Numaramı başkanlıktan istemiş. Müfettiş yardımcılığı sınavını kazandığını, göreve atanmadan önce de meslek hakkında bilgi sahibi olmak istediğini belirtti. Kendisini çalıştığımız kuruma davet ettim. Bulunduğumuz çalışma alanında epey sohbet etme imkanımız oldu. İstanbul’da ortalama günde 4-6 arası toplu taşıma değiştirdiğimizi, ilin ciddi bir trafik sorunu olduğunu gözlemledi. Yapılan işin sanıldığının aksine çok kolay olmadığını öğretmenlik bilgisinin bu işi yürütmek için yeterli olmadığını belirtti. Mesleğin ekonomik getirisini ve öğretmenlikteki kazançları karşılaştırınca açıkçası biraz karamsar bir durum yaşadı. Şimdiye kadar kariyer planı yapan hiç kimseye olumsuz bir bilgi paylaşmadım. Bu nedenle mesleğin güzel yönleri olduğundan bahsettim.
Her türlü zorluklarla birlikte bu müfettişlik mesleğinin en önemli kazancı kişinin kendini gerçekleştirme düzeyidir. Kişinin entelektüel bilgi birikimi yaşadığı çevresidir. Bir okulda öğretmen meslektaşları kadar bilgilidir. Müfettişlik mesleği oldukça dinamiktir. Sürekli farklı bir eğitim kurumuna gider ve bu kurumlarda gözlem yapma şansınız olur. Bazen bir okulun kütüphanesinde 1930’lara ait bir kitap görürsünüz. Bazen bir okula gidersiniz bu okul sanki bir müzedir. Bazı okullar koca bir çınar gibi gelecek vaadinde bulunur. Bazı okulların öğretmenler odasında oturursunuz, hiç duymadığınız bir fikir edinirsiniz. Eğer bu okul gezmelerinin yanında tarih ve doğaya da ilginiz varsa yaşadınız. Birçok köy görme, köprüsünden uçsuz bucaksız dağları izleme fırsatı bulursunuz. İstanbul’da olmak daha da avantajlıdır. Adalardan tutun Beylikdüzü’ne, Tuzla’dan Eminönü’ne ülkenin tüm bölgesinden insan ile karşılaşırsınız hatta bu yetmez bir o kadar farklı ülkelerden insanları gözlemlersiniz. Müfettişlik bir gözlem işidir. Detayları görmek, olayları analiz etmek ve çıkarsamada bulunmak ve kayıt altına almak bu meslekte oldukça önemlidir. Öncelikle elde ettiğiniz veriyi kişisel gelişiminize yatırım olarak kullanmak ve kalanları da yürüttüğünüz dosyaya bilgi olarak yazmalınız. Öyle ya kendinizi geliştiremezseniz başkasına nasıl yardımcı olacaksınız? Yani uçakta olduğu gibi maskeyi önce kendimize sonra çocuğumuza takmalıyız. Kendisini yetiştiremeyen başkasına katkı sunamaz.
Müfettişin en önemli yetkinliği adil olmaktır. Her zaman ne yaparsanız yapın suçlanma konusunda ilk akla gelen kişi olacağınızı unutmamalısınız. Şöyle düşünün, okula bir öğretmen geç geliyor, nöbetçi öğretmen bu öğretmeni nöbet defterine yazıyor. Okul müdürü bu hususu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yazıyor. İl soruşturma açıyor. Makam onaylıyor. Ceza alan cezanın kaldırılması için bazı yerlere müracaat ediyor. Sonuç ceza kaldırılıyor. Bu olayda tek hatırda kalan müfettişin ne kadar sert davrandığı, asık yüzlü olduğu, yanlı olduğu vb. dir. Daha sonra bu dargın öğretmenler barışır. Cezayı veren makam öğretmeni affetmiştir. Unutulmayan kişi müfettiştir. İnsanlar yaptıkları olumsuz durumları genelde başkalarına yansıtma eğiliminde olurlar. Yine ilk akla gelecek Erol Taş karakteri müfettiştir. Eskiden/öğretmenlikte sendikacılarla samimi olmuş olabilirsiniz müfettiş olunca ister istemez aranız açılacak ve her defasında devletin müfettişi olduğunuz hatırınıza gelecektir. Zaman içerisinde sadece sizi anlayan kendi meslektaşlarınız olduğunu göreceksiniz. Hemen hemen her gün öğretmenler için medya da duyduğunuz müjdeli haberleri müfettişler için duyamayacaksınız. Örneğin doktoranız var ve başöğretmenseniz bu avantajlarınızı kaybedeceksiniz. Size her gün bir başka sorununu anlatan kişiler sizin hangi sorunlar yaşadığınızı hiçbir zaman bilmeyecektir. Müfettişlik bir sorun çözme görevidir. Bir okulda yaşanan kaosu çözersiniz ancak kurtarıcı ya okul müdürü ya da il/ilçe müdürü olarak görülür. Siz hep orda olacaksınız ama hep dışarıda kalacaksınız. Öğretmen iken 3 ayda bir aldığınız başarı ödüllerini artık almamaya başlayacaksınız. Belki de daha mesleğin başında kendinizi soruşturulan pozisyonunda bulmanız da olasıdır. Öğretmenlikten kalan alışkanlıkla ilk
öğretmenler gününde meslektaşlarınızca hatırlanacaksınız. Zaman size bir öğretmen olmadığınızı her daim öğretecektir. Başı derde girenlerin, kurum açanların telefon rehberinde her zaman kayıtlı olmak isteneceksiniz. Ancak başı sıkışmayanların durup dururken rutin cuma ve kandil mesajları dışında sizi arayacağını sanmayın.
Sakın bunları “müfettiş olmayın” diye yazdığımı düşünmeyin. İddia ederim ki eğitim sisteminin en adili müfettişlerdir. Yaptığınız iş sizi zaten adil olmaya yönlendirecektir. Sizin zaman içerisinde adil olmadığınızı iddia edenlere birleşik kaplar teorisini hatırlatın. Yani okul yönetimi, eğitim sistemi veya eğitim bürokratları ne kadar adilse müfettişler de adaleti o düzeyde yansıtırlar. Unutmamalısınız müfettişlik öncesinde başarılı bir öğretmen ya da okul müdürü olabilirsiniz. Ancak başarılı bir müfettiş olmayı kimse umursamaz. Siz kendinizi umursarsanız başarınızın bir anlamı olur. 21. Yüzyılın en önemli silahı bilgidir. Eğitim sistemi içerisinde bilgiye ulaşmanın en kolay yolu müfettiş olmaktır. Özlük haklarınız yeterli olmayacak, hatta berbat olacaktır. Çalışma şartlarınız uygun olmayabilir bazen kendinizi çıkmazda da görebilirsiniz, bilgi silahınızın çok güçlü olduğunu her zaman göreceksiniz. Bilgi gücü yerine denetim ya da yetki gücünü kişisel güç olarak kullanmak zayıflıktır. Zaten bu gücün peşinde olanlar bu mesleği basamak olarak kullanıp gerektiğinde bir kenara fırlatıp kurtulmak isterler. Bazen yolda sizin gerçek müfettiş olmadığınızı söyleyen zevahiri kurtarmak için boyunbağı takmış kişilerle karşılaşırsınız. Onlara eğitim yönetiminin altın kuralını hatırlatın. Yapan bilir, bilen konuşur. Müfettiş bilmesi gerektiğini bilir, konuşması gerektiğinde konuşur. Eline kağıt tutuşturulmasına gerek olmaz. Kimseden direktif almaz. Hesap vereceği makam bellidir.
Sınavı kazanan arkadaşlardan aldığım bilgiye göre müfettiş yardımcılığı sınavı için koşulları sağlayan öğretmen sayısı 100.000 civarıymış. Ancak sınava giren 3.300 kişi, yazılı sınavı geçen 325 kişi. 270 kişi mülakatı geçerek bir tercihte bulunmuş. Biraz da burada fire verilebilir. Mevcut teftiş sistemine eklenecek bu sayı beklentiden oldukça uzak. Oysa eskiden en tercih edilen binlerce insanın rağbet ettiği, bu uğurda eğitim yönetimi okunduğu, eğitim yönetimi ve denetimi alanında yüksek lisans, doktora yapıldığı bir alandı. Şimdilik o günler geride kalmış gibi görünüyor. Sizin oldukça zor elde ettiğiniz ve daha yardımcı olarak başladığınız, 3 yıl yardımcı olarak görevi tamamladıktan sonra ardından yeterlilik sınavı olan bu zorlu görevin alasına tepeden uçarak atanan çok insanın olduğunu da göreceksiniz.
Biz her şeye rağmen ümitvarız, mesleğimizi seviyoruz. Mesleğimizi geliştirmek ve iyileştirmeye açık alanlarımızı belirlemek için TEMSEN adında siyasal beklentileri olmayan bir sendikamız var. Sendika olarak müfettiş yardımcılığını kazanan ve göreve başlayan meslektaşlarımıza başarılar diliyoruz. Her konuda soracakları ve ulaşabilecekleri bir yapının içindeler.
Müfettişlik mesleğine başlarken yetiştirilme süreci oldukça önemlidir. Mevzuat, eğitim yönetimi ve eğitim bilimlerine yönelik kaynakları her daim kütüphanemizde bulundurmak önemlidir. Ancak gelişim sadece akademik bilgi ile olabilecek bir husus değildir. Mesleki gelişim için edebiyat, felsefe, kültür, tarih vb. okumalarını sürdürmek önemlidir. Göreve başlayıncaya kadar aşağıdaki kitaplardan okumadıklarınızı okumanızı öneririm. Atamanız hayırlara vesile olsun.
1. Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar
2. Amak-ı Hayal - Filipeli Ahmed Hilmi
3. Bilinç Nehri - Oliver Saks.
4. Eşekli Kütüphaneci - Fakir Baykurt
5. Ölümcül Kimlikler - Amin Maaoluf
6. Müfettiş - Nikolay Gogol
7. İnsan Ne İle Yaşar? - Lev Tolstoy
8. Kumarbaz Fyodor - Dostoyevski
9. Drive. Nasıl Motive Oluruz? - Daniel Pink.
10. İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri - Erich Fromm
11. Ortalamanın Sonu - Todd Rose
12. Kitleler Psikolojisi - Gustave le Bon
13. Bitmeyen Gece - Mithat Enç
14. Pratik Etik - Peter Singer
15. Filozofun Takım Çantası - Julian Baggini
16. Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar - Arthur Schopenhauer
17. Kötülüğün Sıradanlığı - Hannah Arendt
18. Tehlikeli Oyunlar - Oğuz Atay
19. Çürümenin Kitabı - Emil Michel Cioran
20. Doğruyu Söylemek - Michel Foucault
Dr. Hasan Hüseyin SELVİ
Maarif Müfettişi/İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü